Bozulan Eşyaları Tamir Emek İçin Türklere Özgü 12 Yöntem
Çoğumuz `para` vermek istemez evde bozulan bir şey olduğunda. Genellikle kendimiz tamir etmek isteriz. Tamir konusunda pek de bilgimiz yoksa çeşitli yöntemler geliştirir ve kullanırız. Bunlar aslında hepimizin kullandığı yöntemlerdir. İşe yarar mı yaramaz mı orası değişir tabii. İşte, bozuk eşyalarımız karşı uyguladığımız geleneksel tamir şekillerimizden bazıları:
1. Bozulan şeyin içini açıp hunharca kurcalamak
Kurcalamazsak rahat edemeyiz. Konu hakkında fikrimiz olsun olmasın. İlla yapabileceğimiz bir şey vardır. Bozulan yeri hemen keskin gözlerimizle fark ederiz zaten. Aletin içindekilere parmak ucuyla dokunuruz. İlk önce hafifçe. Sonra, dokunuşlarımız sertleşir. Hatta, bir şeyleri yerinden sökmeye bile başlarız. "Üretim fazlası herhalde." deriz. Sonuç? Makine tekrar toplandığında eskisinden daha iyi çalışıyor olur.
2. Her şeyi bantalayarak düzeltmek
Bant denen şeyi kim bulduysa Allah ondan razı olsun. Kırılan bozulan ne varsa ilk yardımımıza koşan eşya. Nice televizyon kumandaları mumyalanmıştır bantla. Nice kablolar birbirine tutturulmuştur. Nice borular sağlamlaştırılmış, nice kopan nesne tekrar kavuşturulmuştur.
3. Kumanda pillerini çıkartıp geri takmak
Şu ana kadar başarısız olduğu kayıtlarda görülmemiş bir tamir yöntemi. Kumanda çalışmıyor mu? Önce pilleri yuvalarında bir çevir. Sonra da çıkarıp geri tak. Yeni kumandaya veya yeni pile gerek yok. Bizim ülkemizin pilleri evladiyeliktir. Bitmez, bitemez.
4. Anten yerine çatal kullanmak
Pratik zekanın en güzel ürünlerinden biri. Antene ne gerek var ki? Çatal hizmetimizde. Antenden daha net gösterir hem de genellikle. Hatta, alınan haberlere göre çatal firmaları uydu yayını yapan çatallar da üretecekmiş. Sonuçta, sadece yemek yemek için kullanmıyoruz. Vakti çoktan gelmişti.
5. Olur olmaz her yere kağıt skıştırmak
Bozulan eşyada eksik bir parça mı var? Gözünüze bir noksanlık mı gözüküyor? Çözümü kolay. Kağıt Hem gayet kolay da bulunabiliyor. Küçük ya da büyük, bir top kağıdın yerini dolduramayacağı aksam yoktur bizim için dünya teknoloji tarihinde.
6. Bozulan eşyayı yan yatırmak veya ters çevirmek
Henüz mantığa uygun açıklaması olmayan bir yöntemdir. Bu yöntem uygulandıktan sonra eşyanın yeniden çalışma oranı nedir, henüz bilinmese de sıkça kullanılan yöntemlerimizdendir.
7. Kapatıp açmak
Arıza veren eşya ne olursa olsun sonucu garantili yöntem. Bilgisayar mı bozuldu? Kapatıp aç. Televizyon mu? Kapatıp aç. Moralin mi? Kapatıp aç. Kapatıp açmanın çözemeyeceği dert yoktur.
8. Kırılan cama poşet geçirmek
Elektronik eşyaların dışında kullanılan bir yöntem. Cam gereksiz bir icat zaten. Kırıldıysa pek önemsemeye gerek yok. Naylon poşet ne güne duruyor? Kırılmaz görmez. Hem yırtılırsa falan yenisini germesi de hem kolay hem de masrafsızdır.
9. Bozuk olan eşyaya üflemek
Yüzde yüz çalışan, geleneksel tamir yöntemlerimizden biri. Biraz uhrevi tarafı da var aynı zamanda. Ülke olarak hepimiz nefesi kuvvetli bireylerden oluşmaktayız. Bunu bildiğimiz için de ne bozulsa önce içini açıp sonra bir güzel üflüyoruz.
10. V kayışı yerine kadın çorabı kullanmak
V kayışını da gereksiz icatlar kategorisine sokan bir yöntem. Şimdi sanayiye gidip yeni kayış taktırsan bir sürü masraf. Ne lüzum var? En yakın bakkalda yerine kullanabileceğin daha ucuz malzeme öyle seni bekliyor. Devir ekonomi devri. Uzay Çağı, Bilgisayar Çağı falan diyorlar ama, inanma. Ekonomi tasarruf... Bunlar mühim şeyler.
11. Kolonyalı mendille silmek
Yöntemlerin içerisinde en hijyenik olanı. Özellikle çizik CDlere uygulanmakta. Ancak, kullanım alanı sadece CD değil. klavyeler, ekranlar, tozlanmış makinelerin içleri... kolonyalı mendil her derde şifa. İsterse üzerine dünya haritası çizilmiş olsun. Kolonyalı mendille silindikten sonra çalışmayacak Cd, DVD yok bu dünyada.
12. Bozulan eşyaya Allah yarattı demeden girişmek
Hey, televizyon! Sen, çamaşır makinesi! Siz kimsiniz de bozulma gibi bir gafletin içinde bulunuyorsunuz? Şiddet içeriği yüzünden pek tasvip etmesek de en çok kullanılan tamir şeklinden biri eşyalara düşmancasına dalmak. Bazıları dayaktan anlar, çalışmaya başlar. Bazıları da daha beter hale gelir. Ama, riski seven insanlarız nihayetinde. Çalışmayacaksa başına gelecekler katlanır, o kadar.