135.726 gösterim
21,05 viral puan

Türk Edebiyatından Biten Aşklar ve Ayrılık İle Yazılmış En Duygusal 15 Şiir

Yağmurdan mıdır nedir, bugün moralim biraz bozuk. Eski aşklar geliyor insanın aklına böyle zamanlarda. Hüzünleniyor.
nilayben 24.10.2015 saat 11:35
  1. 1. Aşkın Yalan Olduğunu Söylemediler Bana (Kahraman Tazeoğlu)

    Aşkın yalan olduğunu söylemediler bana, bu yüzden yara bereyim gönül evimde...
    Kaşlarımdaki öfkeyi susturacak söz bulamıyorum lugatımda!
    Yakışmıyor artık sana susmalar tadını kaçırdın yıllarca. Aramıza boyumuzdan büyük ayrılıklar koydun oldu mu? Bende kalabalığın tenhalaşıyor yavaştan... Meltem esmiyor nicedir, fırtınalar susmadı henüz. Hayat anlamsız geliyor tutunamıyorum canıma...
    Ben hiç mutluluktan delirmedim ama; delirmekten mutluluğu aşkta öğrendim.
    Neden herkes bakışlarını üstüme yapıştırmış bana bakıyor? Biliyorum, çok çirkinim kimin yüreğinin zilini çalsam açılmaz kapılar ardında kalırım kimsesizliğimden... Oysa ben düşlerin pembesini yüreğimin görünmezliğinde saklarım... Temiz hayallerimden kurşun yemek öldürüyor içime sığmayan umutlarımı: Yine de her gece mektuplar yazarım sana hiç okumayacağın.

    Yüzün flulaştı gözümde, aklım yavaş, yavaş seni unutmaya yelteniyor sevgili!
    O duyumsuz bakışlarından aldığım yitik anlamı göğsümde tutuyorum...
    Geç bastırılmış bir yalnızlık ihtilali için MERHABA! bu yüzden zehirli geceler bırakıyorum ve seni onarıyorum kendimi yaralayarak. Yalnızlığımdan bir sen çıkarıyorum sensizlik büyüyor yanımda...
    Mor bir ölüm giyiniyorum sensizliğimin, sessizliğinde... Seni çıkarıyorum hücrelerimin beyinden kan revan her parçan, ben kanıyorum gözlerimden sen düşerken.

    Seni bende devleştirmeseydim bu kadar sen de bilmeyecektin farkının farkındalığını sevgili!...
    Sen de unutamayacaksın yar beni... Her şarkıda biraz beni hatırlayacak sevgimi bırakıyorum yüreğine usulca haykırarak farkında olmasan da.
    Göm şimdi beni aklının dehlizlerine sana da bu yakışır sevgili!
    Beni saçlarının toroslarında uyut, beyaz gelinliği sen giydir başımın mezarına!
    Sonranın azı, mor dağların eteğinde ölüm kusacak aşkın ciğerlerimden... Bu ölüm beni de korkutuyor ama; gelsem yoksun, gelmesen ölüm oluyorum; nedir bu ters denklem anlamıyorum!
    Ve ben seni bilmesen de hala çok seviyorum.
  2. 2. Ayrılıklar (Behçet Necatigil)

    Karadeniz'de gemilerin mi battı,
    Ağzını bıçaklar açmaz,
    Üzüntüdesin gayet.
    Sen sızlanmışın çok mu,
    Bize edebiyat öğretmeni anlattı:
    Neyler bile etmiş şikayet.

    Baktın ki olacak gibi değil,
    Unuttu diyelim nihayet;
    Yine de bulunur tesellisi:
    Dünyada başka kız yok mu,
    Elini sallasan ellisi
    - Mesele bundan ibaret.
  3. 3. Buluşmak Üzere (Can Yücel)

    Diyelim yağmura tutuldun bir gün
    Bardaktan boşanırcasına yağıyor mübarek
    Öbür yanda güneş kendi keyfinde
    Ne de olsa yaz yağmuru
    Pırıl pırıl düşüyor damlalar
    Eteklerin uça uça bir koşudur kopardın
    Dar attın kendini karşı evin sundurmasına
    İşte o evin kapısında bulacaksın beni

    Diyelim için çekti bir sabah vakti
    Erkenceden denize gireyim dedin
    Kulaç attıkça sen
    Patiska çarşaflar gibi yırtılıyor su ortadan
    Ege denizi bu efendi deniz
    Seslenmiyor
    Derken bi de dibe dalayım diyorsun
    İçine doğdu belki de
    İşte çil çil koşuşan balıklar
    Lapinalar gümüşler var ya
    Eylim eylim salınan yosunlar
    Onların arasında bulacaksın beni

    Diyelim sapına kadar şair bir herif çıkmış ortaya
    Çakmak çakmak gözleri
    Meydan ya Taksim ya Beyazıt meydanı
    Herkes orda sen de ordasın
    Herif bizden söz ediyor bu ülkenin çocuklarından
    Yürüyelim arkadaşlar diyor yürüyelim
    Özgürlüğe mutluluğa doğru
    Her işin başında sevgi diyor
    Gözlerin yağmurdan sonra yaprakların yeşili
    Bi de başını çeviriyorsun ki
    Yanında ben varım
  4. 4. Bir Ayrılış Hikayesi (Nazım Hikmet)

    Erkek kadına dedi ki:
    - Seni seviyorum,
    ama nasıl?
    avuçlarımda camdan bir parça gibi kalbimi sıkıp
    parmaklarımı kanatarak
    kırasıya,
    çıldırasıya... Erkek kadına dedi ki:
    - Seni seviyorum,
    ama nasıl?
    kilometrelerce derin, kilometrelerce dümdüz,
    yüzde yüz, yüzde bin beşyüz
    yüzde hudutsuz kere yüz... Kadın erkeğe dedi ki:
    - Baktım
    dudağımla, yüreğimle, kafamla;
    severek, korkarak, eğilerek,
    dudağına, yüreğine, kafana.
    Şimdi ne söylüyorsam
    karanlıkta bir fısıltı gibi sen öğrettin bana...
    Ve artık
    biliyorum:
    Toprağın
    Yüzü güneşli bir ana gibi
    En son, en güzel çocuğunu emzirdiğini...

    Fakat neyleyim
    saçlarım dolanmış
    ölmekte olanın parmaklarına
    başımı kurtarmam kâbil
    değil!
    Sen
    yürümelisin,
    yeni doğan çocuğun
    gözlerine bakarak...

    Sen
    yürümelisin,
    beni bırakarak... Kadın sustu.

    SARILDILAR

    Bir kitap düştü yere...
    Kapandı bir pencere...

    AYRILDILAR...
  5. 5. Demek Şimdi Gidiyorsun (Yusuf Hayaloğlu)

    Demek şimdi gidiyorsun;
    Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak!
    Demek şimdi gidiyorsun;Kuşlarımız acıkacak,saksılarımız artık sulanmayacak!
    Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
    aynanın sahtekâr yüzüne
    -Oy benim yaralım-
    Demek şimdi gidiyorsun;
    Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine!

    Her şey tamam diyorsun,git...
    Beni viran bir şehir gibi terket...
    Haydi git!
    Dışarısı ispiyon... Dışarısı ihanet...
    Seni bir gören olmasın,dikkat et!..

    Dostlukmuş... ölüme yürümekmiş...
    Üstüne titremekmiş... vefaymış!..
    Aşk dediğin,zavallı bir kapıyı duvara çarpıp
    Çıkıncaya kadarmış!..
    Bana komaz deyip
    Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları,
    -Oy benim yaralım-
    Asıl sancı,uyandığında
    Bütün odaları boş görünce koyarmış!.

    Gitmek istiyorsun,git...
    Bir savaşçı asla vedalaşmaz!
    Durma git!
    Dışarısı dinamit... dışarısı enkaz!
    Şunu cbine koy,ne olur ne olmaz..

    Eylül mağdurlarıydık,kimsemiz yoktu,
    Yaralarımız aman vermiyordu canımıza..
    Kimseye kıymamıştık oysa,masumduk..
    Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih!
    Yırtılan bir pankart gibi
    Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz;
    -Oy benim yaralım-
    En az bir karıncanın yüreği kadar
    Namuslu ve çalışkandı ellerimiz!

    Artık bitti diyorsun,git..
    Kırılsın kapı-çerçeve,kırılsın bu cam..
    Sorma git!
    Dışarısı panik..dışarısı izdiham!
    Biliyorum,seni vuracaklar bu akşam...

    Ne çok fire verdik üstüste..
    Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta..
    Kimliği tespit edilmemiş,
    Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza!
    Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
    İçerden çürümüşüz meğerse...
    -Oy benim yaralım-
    Her gelen ölüm yazmış,
    Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize...

    Kendini arıyorsun,git..
    Aptal bir hayat kur,içinde beni barındırmayan
    Kalma git..
    Dışarısı barut..dışarısı gardiyan!
    Yine bir tek ben olurum sana parçalanan..

    Demek şimdi gidiyorsun;
    Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele!
    Demek şimdi gidiyorsun;
    Yıkılan bir duvar gibi;ömrüme devrile devrile..
    Demek mecburi istikametlerin,
    Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında
    -Oy benim yaralım-maralım
    Demek şimdi gidiyorsun,
    Ve bana bir tek secenek kalıyor:güle güle!

    Beni öldürüyorsun,git..
    Kalmasın sende kahrım,kalmasın derdim
    Bakma git
    Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam namerdim...
  6. 6. Ayrılış (Orhan Veli)

    Bakakalırım giden geminin ardından;
    Atamam kendimi denize, dünya güzel;
    Serde erkeklik var, ağlayamam
  7. 7. Ayrılık Sevdaya Dahil (Attila İlhan)

    Açılmış sarmaşık gülleri
    Kokularıyla baygın
    En görkemli saatinde yıldız alacasının
    Gizli bir yılan gibi yuvalanmış
    İçimde keder
    Uzak bir telefonda ağlayan
    Yağmurlu genç kadın

    Rüzgâr
    Uzak karanlıklara sürmüş yıldızları
    Mor kıvılcımlar geçiyor
    Dağınık yalnızlığımdan
    Onu çok arıyorum onu çok arıyorum
    Her yerinde vücudumun
    Ağır yanık sızıları
    Bir yerlere yıldırım düşüyorum
    Ayrılığımızı hissettiğim an
    Demirler eriyor hırsımdan

    Ay ışığına batmış
    Karabiber ağaçları
    Gümüş tozu
    Gecenin ırmağında yüzüyor zambaklar
    Yaseminler unutulmuş
    Tedirgin gülümser
    Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
    Çünkü ayrılık da sevdâya dahil
    Çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili
    Hiç bir anı tek başına yaşayamazlar
    Her an ötekisiyle birlikte
    Her şey onunla ilgili

    Telaşlı karanlıkta yumuşak yarasalar
    Gittikçe genişleyen
    Yakılmış ot kokusu
    Yıldızlar inanılmayacak bir irilikte
    Yansımalar tutmuş bütün sâhili
    Çünkü ayrılmanın da vahşi bir tadı var
    Öyle vahşi bir tad ki dayanılır gibi değil
    Çünkü ayrılık da sevdâya dahil
    Çünkü ayrılanlar hâlâ sevgili

    Yalnızlık
    Hızla alçalan bulutlar Karanlık bir ağırlık
    Hava ağır toprak ağır yaprak ağır
    Su tozları yağıyor üstümüze
    Özgürlüğümüz yoksa yalnızlığımız mıdır
    Eflatuna çalar puslu lacivert
    Bir sis kuşattı ormanı Karanlık çöktü denize
    Yalnızlık
    Çakmak taşı gibi sert
    Elmas gibi keskin
    Ne yanına dönsen bir yerin kesilir
    Fena kan kaybedersin
    Kapını bir çalan olmadı mı hele
    Elini bir tutan
    Bilekleri bembeyaz kuğu boynu
    Parmakları uzun ve ince
    Sımsıcak bakışları suç ortağı
    Kaçamak gülüşleri gizlice
    Yalnızların en büyük sorunu
    Tek başına özgürlük ne işe yarayacak
    Bir türlü çözemedikleri bu
    Ölü bir gezegenin Soğuk tenhalığına
    Benzemesin diye
    Özgürlük mutlaka paylaşılacak Suç ortağı bir sevgiliyle

    Sanmıştık ki ikimiz
    Yeryüzünde ancak
    Birbirimiz için varız
    İkimiz sanmıştık ki
    Tek kişilik bir yalnızlığa bile
    Rahatça sığarız
    Hiç yanılmamışız
    Her an düşüp düşüp
    Kristal bir bardak gibi
    Tuz parça kırılsak da
    Hâlâ içimizde o yanardağ ağzı
    Hâlâ kıpkızıl gülümseyen
    -Sanki ateşten bir tebessüm- Zehir zemberek aşkımız
  8. 8. Ayrılığın Yüreği (İlhan Berk)

    Sessiz sedasız yaşayan bir ayrık otuydu
    Orta Anadolu‘da
    Kıtlıktan önce.
    En küçük bir şeyden coşardı
    Mesela bir kuş uçmasın
    Kızılırmak ’a doğru
    Köklerine su yürümüş gibi sevinirdi.
    Bir bulut geçsin üstünden
    Ayrılıktan çıkardı.
    Dünyayı, derdi, dünyayı
    Hiçbir şeylere değişmem.

    Şimdi yaşamak istemiyor.
  9. 9. Ayrılık (Sunay Akın)

    İki rayı gibiyiz
    Bir tren yolunun
    Yakın olması
    Neyi değiştirir
    Son istasyonun
  10. 10. Ayrılanlar İçin (Ümit Yaşar)

    Yollarımız burada ayrılıyor
    Artık birbirimize iki yabancıyız
    Her ne kadar acı olsa, ne kadar güç olsa
    Her şeyi evet her şeyi unutmalıyız

    Her kederin tesellisi bulunur, üzülme
    İnsan ne kadar sevse unutabilir Mevsimler gelir geçer, yıllar geçer
    Sen de unutursun bir gün gelir

    Hiç yaşamamışçasına, hiç sevmemişçesine
    Unutursun o günlerimizi, gecelerimizi
    O günlerce gecelerce sevişmelerimizi

    Her şeyi evet her şeyi unutabilirsin
    Hatta bütün yazdıklarımı satır satır
    Kalırsa, içinde bir derin sızı kalır
  11. 11. Ayrılık Vakti (Necip Fazıl Kısakürek)

    Elimde sukutun nabzını dinle.
    Dinle de gönlümü alıver gitsin.
    Saçlarımdan tutup kor gözlerinle,
    Yaşlı gözlerime dalıver gitsin.

    Yürü gölgen beni uğurlamakta.
    Küçülüp küçülüp kaybol ırakta.
    Köşeyi dönerken arkana bak da.
    Öylece bir lahza kalıver gitsin.

    Umudum yılların seline düştü.
    Saçının en titrek teline düştü.
    Kuru yaprak gibi eline düştü.
    İstersen rüzgara salıver gitsin.
  12. 12. Ayrılık Nikahı (Cemal Safi)

    Seni bilmem ama ben kararlıyım
    Şu garip sevdadan cayalım gitsin
    Bu aşkta senden çok ben zararlıyım
    Bir kumar oynadık diyelim gitsin

    İçimde bir his var benden pes diyor
    Olmayan duadan ümit kes diyor
    Madem ki bahtımız böyle istiyor
    Kaderin emrine uyalım gitsin

    Seninle burcumuz tutsaydı keşke
    Aslanlar bir başka yengeç bir başka
    Yarını olmayan hayırsız aşka Ayrılık nikahı kıyalım gitsin

    Farzet ki bir rüya gördük ikimiz
    Gerçekte bu hissi tanımadık biz
    Böyle bir masalı yaşamadık biz
    Bir varmış bir yokmuş sayalım gitsin

    Marifet feleğin elinden çıkmış
    Dünyada başka bir terzisi yokmuş
    Keremi Aslıyı narına yakmış
    Ateşten gömleği giyelim gitsin

    Tiryaki gönlümde olmasın kuşkun
    Tek sana müptela tek sana düşkün
    Ardından bir ağıt yakalım aşkın
    Adını elveda koyalım gitsin
  13. 13. Ayrılık Kapıyı Çalıyor (Ahmet Selçuk İlkan)

    Ayrılık kapıyı çalıyor açma
    Biraz daha düşün zamanımız var...
    Ne günler yaşadık bak sayfa sayfa
    Seninle yazılmış romanımız var...

    Gönül kapısından hemen uçma dur!
    Selamsız vedasız böyle kaçma dur!
    Bilinmez yerlere yelken açma dur!
    Seninle mutluluk limanımız var!..

    Bir anda yokuşa çevirme düzü
    Dargınlık bir aşkın tadı ve tuzu
    Hatırla Tanrıya verdiğin sözü
    Ayrılmak yok diye yeminimiz var...
  14. 14. İstediğin Gibi Yaptım; Artık Kalbim Yok! (Küçük İskender)

    artık kalbim yok ağladığımda sana
    düşündüğümde seni artık kalbim yok
    seni anlatırken birilerine, atmıyor kalbim
    atmıyor kalbim seni gördüğümde rüyalarımda
    istediğin gibi yaptım; artık kalbim yok !
    küçük bir velede verdim onu, oyuncak niyetine
    fırlattım attım doyursun karnını diye bir sokak
    köpeğine
    suda sektirdim bir kiremit parçası gibi
    ve bekledim batmasını
    bekledim batmasını yanan bir gemi
    nasıl ağlayarak denize dökülürse

    istediğin gibi yaptım; artık kalbim yok!
    artık kalbim yok baktığımda eski resimlere
    özlediğimde seni
    arta kalmış bir kalbim yok!
    YOK!
  15. 15. Bir Cefalar Etsen (Pir Sultan Abdal)

    Bin cefâlar etsen almam üstüme
    Gayet şirin geldi dillerin dostum
    Varıp yad ellere meyil verirsen Kış ola bağlana yolların dostum

    İlâhi onmaya yardan ayıran
    Bahçede bülbüller ötüyor uyan
    Kula gölge olsa Allah'a ayan
    Senden ayrılalı gülmedim dostum

    Pir Sultan Abdal'ım gülüm dermişler
    Bu şirin canıma nasıl kıymışlar
    İster isem dünya malın vermişler
    Sensiz dünya malın neylerim dostum
  • Şu an haberi okuyan: 0 kişi var
  • Facebook: 147 gösterim
  • Twitter: 88 gösterim

  • Toplam Viral: 8.829 gösterim
  • Toplam Seed: 6.447 gösterim
  • Toplam Direkt: 120.450 gösterim
  • Viral Puan: 21,05