Türkiye ve Dünyada organ yetmezliği nedeni ile yaşamın kıyısında gezinen insanların sayısı her geçen gün artıyor. Bağışlanmadığı
zaman yok olup giden organlar, ailelerin vereceği en anlamlı karar ile pek çok kişiye yeni bir can olabiliyor. Organ yetmezliklerinde ilk iki sırayı karaciğer ve böbreklerin aldığını belirten Memorial Ataşehir Hastanesi Organ Nakli Merkezi Başkanı Prof. Dr. Yalçın Polat, organ nakli ve bağışı ile ilgili bilinmesi gerekenler ilgili bilgi verdi. Organ bağışı yıl yıl azalıyorOrgan bağışının artması için yapılan bütün çalışmalara rağmen Türkiyede bağış oranı gün geçtikçe azalmaktadır. 2006 yılında beyin ölümü gerçekleşen kişilerin ailelerinin yüzde 36sı organlarını bağışlamayı kabul ederken, bu oranın günümüzde yüzde 21e kadar gerilediği görülmektedir. Kadavradan organ bağışının mutlaka artırılması gerekmektedir. Bağış oranının düşük seviyelerde kalmasında, yoğun bakım servislerinde beyin ölümlerinin bildirilmemesi ve ailelerin yeteri kadar bilgilendirilmemesi büyük rol oynamaktadır. Organ nakillerinin istenilen seviyeye gelmesi için hekimlere, toplumdaki her bireye ve beyin ölümünün gerçekleştiği merkezlere önemli görevler düşmektedir.
Sosyal sorumluluk projeleri, eğitimler, seminerler ile toplumun organ bağışına bakış açısını iyileştirmek, bu konuyu sürekli konuşur, tartışır hale getirmemiz gerekmektedir. Bitkisel hayat ve beyin ölümü aynı şey değilTürkiyede organ bağışının istenilen düzeye ulaşmamasında ve toplumda yeterli duyarlılığın oluşmamasında bilgi eksikliği, önyargılar ve yanlış inanışlar da önemli rol oynamaktadır. Beyin ölümü gerçekleşen kişilerin aileleri, hastalarının tekrar canlanacağı umudunu taşımaktadır. Kalbin durması, koma, bitkisel hayat tıbbi ölüm anlamına gelmemektedir. Bitkisel hayata girmiş bir kişiden organ alınamaz. Ancak beyin ölümü gerçekleşen bir kişinin, beynine kan gitmez ve geri dönüşümü olmayan bir şekilde hayatını kaybeder. Beyin ölümü kararı, yasalar gereğince uzman bir heyet tarafından çeşitli inceleme ve testlerin yapılması sonucu verilmektedir. Organ naklini ise beyin ölümü kararın veren ekip değil, tamamen farklı ekipler gerçekleştirmektedir. Bitkisel hayat ve beyin ölümü arasındaki farkı anlatmak ve anlamak gerekmektedir.Organ dağıtım sistemi sorunsuz işliyorOrgan bağışının artırılması konusunda en önemli konu, kişilerin sisteme olan güvenini sağlamaktır.
Sağlık Bakanlığı bünyesinde, organ bağışı bekleyen bütün hastaları sıralayan
Ulusal Koordinasyon Merkezi kuruluşu bulunmaktadır. Bu sistem sayesinde herhangi bir yerde kadavradan organ bağışı olduğunda, organın hangi merkezde, hangi hastaya takılacağı, organın hastaya uygunluğu, hastanın aciliyet durumuna göre bilgisayar sistemiyle belirlenmektedir. Organ nakli yapan bütün hastanelerde bu sistem kullanılmaktadır. Sistemde bir kişinin, diğerinin önüne geçme imkanı bulunmamaktadır. Organ dağıtım sistemi büyük bir titizlikle çalışmaktadır. Yapılan her nakil ve sonuçları
Sağlık Bakanlığı tarafından denetlenmektedir.
Sağlık Bakanlığının sıkı denetim programları sayesinde yanlış uygulamaların olması engellenmektedir. Nakil olacak kişiler de
Sağlık Bakanlığı tarafından T.C. kimlik numaraları üzerinden takip edilmekte ve sonuçlar birebir izlenmektedir. Nakil masraflarını devlet karşılıyorOrgan nakilleri, devlet ve özel hastanelerde tamamen ücretsiz gerçekleşmektedir. Tedavi ve sonrasındaki gerekli ilaçlar da devlet tarafından karşılanmaktadır. Hastaların
yaşam kalitelerini daha da yükseltmek için yapılan çalışmalar devam etmektedir. Organ nakli konusunda artık yurt dışından doktorlar ülkemizde
eğitim almaktadır. Son 10 yılda organ naklinde başarı grafiği yükseldiBatılı ülkelerdeki organ bağışları Türkiyeye göre daha yüksek gözükmektedir. Önceki yıllara kıyasla Türkiyede organ bağışı oranlarında düşüşten bile söz edebilmekteyiz. Türkiyede organ nakli, yeterli sayıda organ bağışı yapılmadığı için daha çok canlı vericilerden yapılmaktadır. Buna rağmen Türkiyede yapılan nakillerin başarı oranları oldukça yüksektir. Türkiyede toplam 4-5 bin nakil gerçekleşmektedir. Ancak bu rakamların birkaç katı hasta da organ nakli olabilmek için sıra beklemektedir. Kadavra organ bağışındaki yetersizlik bekleme listesindeki hastaların sayısını günden güne artırmaktadır. Bilinçlendirmeye çocukluktan başlanmalıBağışlar ile birçok insanın hayatının kurtulabileceğinin unutulmaması gerekmektedir. Organ bağışı konusunu her
zaman gündemde tutarak, bilinçlendirmeye ilkokul çağında başlanmasıdır. Organ bağışının dini açıdan da olumsuz yönü olmadığı hatırlatılmalıdır. Son dönemde Diyanet İşleri Başkanının Organ bağışı en büyük sadakadır sözü bu konuyu destekler niteliktedir. Nakil sonrası hastalar üreten
insan oluyorNakil olan kişiler, organ naklinden sonra normal hayatlarına devam edip edemeyeceklerinden merak etmektedirler. Organ nakli olmadan bekleyen bir hasta ile organ nakli yapılan bir hastanın arasında çok büyük
farklar görülmektedir. Nakil gerçekleşmeden önce hastalar ölümü beklerken; organ nakli sonrası sağlıklı bir yaşama tekrar merhaba diyebilmektedir. Nakil yapılan hasta yaklaşık 3 ay gibi bir sürenin ardından sağlığına kavuşup, aktif yaşamlarına dönebilmektedir. Sosyal hayata tamamen dönen kişiler tekrardan çalışan, üreten insanlar olabilmektedir.